-
1 open up
açmak, deşmek, söz açmak, konuşmaya başlamak, geliştirmek, açılmak, çenesi düşmek* * *görüşmeye başla* * *1) (to open (a shop etc): I open up the shop at nine o'clock every morning.) açmak2) (to open (a box etc) completely: He opened up the parcel.) açmak3) (to open the (main) door of a building etc: `Open up!' shouted the policeman. `We know you are in there!') kapıyı açmak -
2 ouvrir
Iv t1 créer une ouverture açmak2 permettre le passage açmak3 açmak4 başlamak5 açmakIIv iaçık [a'ʧɯk]◊Ce magasin ouvre le dimanche. — Bu mağaza Pazar günleri açıktır.
-
3 aufmachen
aufmachen <-ge-, h>1. v/t açmak -
4 open up
(to ile) -e açmak, baslatmak; kapiyi açmak; rahat konusmak, açilmak -
5 porte
n f1 d'une maison kapı [ka'pɯ]◊ouvrir / fermer la porte — kapıyı açmak
a birini kovmakb birini işten çıkarmak2 d'un meuble kapı [ka'pɯ]3 d'une ville kentin giriş kapısı -
6 пробивать
несов.; сов. - проби́ть1) delmek, delik açmakпроби́ть сте́ну — duvara delik açmak
пробива́ть отве́рстие — delik açmak
пу́ля проби́ла дверь — kurşun kapıyı delip geçti
2) açmak тж. перен.пробива́ть тунне́ль — tünel açmak
проби́ть брешь в оборо́не кома́нды — спорт. takımın defansında bir gedik açmak
-
7 распахивать
I несов.; сов. - распаха́тьII несов.; сов. - распахну́тьэ́тот уча́сток распа́хивать не на́до — bu toprak parçası sürülmesin
широко́ распахну́ть дверь — kapıyı ardına kadar açmak
распахну́ть пальто́ — paltosunun önünü açmak
-
8 нос
м2) ( клюв птицы) gaga••говори́ть в нос — genizden konuşmak
показа́ть нос кому-л. — nanik yapmak
под са́мым но́сом у кого-л. — birinin burnunun dibinde
сова́ть (свой) нос во что-л. — bir işe burnunu sokmak
держа́ть нос по ве́тру — rüzgara göre yelken açmak
закры́ть дверь пе́ред са́мым но́сом у кого-л. — kapıyı birinin yüzüne kapamak
-
9 gewaltsam
-
10 chaîne
n f1 zincir [zin'ʤiɾ]♦ chaînes tekerlek zinciri2 bijou süs zinciri3 de télévision televizyon kanalı4 chaîne de montagnes sıradağ5 chaîne (haute-fidélité / hi-fi) stereo müzik seti6 travailler à la chaîne vardiyalı iş yapmak
См. также в других словарях:
kapıyı açmak — 1) bir işe veya bir konuya öncelikli olarak başlamak 2) bir işte başkalarına örnek olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapıyı büyük açmak — çok masraflı bir işe girişmek veya hesapsız harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maymuncuk — is., ğu 1) Küçük maymun 2) Her kilidi açmaya yarayan, demirden, eğri ve sivri araç Çakısını, maymuncuk gibi kullanarak kapıyı açmak istedi. R. N. Güntekin 3) hay. b. Ergin evrede bağ üzümlerinin yaprak ve sürgünlerini, kurtçuk evresinde kökleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
itmek — i, er 1) Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. H. E. Adıvar 2) Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. H. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük